Lefkoşa, Gazimağusa, Girne, Güzelyurt ve İskele olmak üzere 5 bölgeden meydana gelen Kıbrıs’ta gezilecek yerler listeniz epey uzun olacak. Tarihi yapıları ve kumsallarıyla ünlü Aya Napa, pembe flamingoları ile ünlü Larnaka, merkezi konumu ve tarihi dokusuyla Kıbrıs’ın en popüler şehirlerinden biri olan Lefkoşa, plajları ve gece hayatıyla Kıbrıs tatilinize damgasını vuracak Girne, Kıbrıs’ta mutlaka görmeniz gereken yerlerden yalnızca birkaçı. Dilerseniz sahilin tadını çıkarabileceğiniz huzurlu bir tatil, dilerseniz de sizi zamanda yolculuğa çıkaracak dopdolu bir tatil; seçiminiz hangisi olursa olsun Kıbrıs’ta tüm isteklerinizi gerçekleştirebileceğiniz oldukça zengin bir tatil atmosferi sizi bekliyor. Hazırsanız, hızlı Kıbrıs turumuza başlıyoruz!
Surlariçi
Lefkoşa’da bulunan ve şehri düşmanlardan korumak için çember şekilde hazırlanan sütunların bir araya gelmesiyle oluşan Surlariçi bölgesi, şehrin tarihi yapılarının ve sokaklarını ziyaret edebileceğiniz, oldukça zengin bir bölge. Şehir kapılarından içeri girdiğinizde, Surlariçi’ne, yani Lefkoşa’nın en canlı ve göz alıcı bölgelerinden birine giriş yapmış oluyorsunuz. Bu bölgeyi gezmek ortalama 2 ya da 3 saatinizi alacaktır, gezinizi güneşin tepede olmadığı sabah saatleri ya da akşamüstü saatlerinde gerçekleştirmenizi öneriyoruz.
Venedik Sütunu (Dikilitaş)
Lefkoşa'nın en merkezi noktası olan Atatürk Meydanı'nda yer alan bu sütun, Venedikliler tarafından 1550 yılında inşa edilmiş. Osmanlılar tarafından Sarayönü Camiii’nin avlusuna taşınan sütun, eski yerine 1915 yılında İngilizler tarafından getirilmiş. Sütunun alt tarafında ise 6 İtalyan ailesinin arması bulunuyor.
Adres: İplik Pazarı Mahallesi, Girne Cd, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Girne Kapısı
Venedik Sütunu’nun tam karşısında bulunan Girne Kapısı, Lefkoşa kentine kuzeyden giriş sağlıyor. Şehri saran surların üzerinde bulunan 3 kapıdan biri olan Girne Kapısı, 1567 yılında Venedikliler tarafından inşa edilmiş ve döneminde kentin en önemli giriş çıkış noktalarından biri olarak anılıyormuş. Mimarı Proveditore Francesco Barbaro’nun adından ilhamla Del Proveditore olarak da bilinen kapı, 1821 yılında Türkler tarafından tamir edilmiş ve üzerine bir adet kubbeli oda eklenmiş. Kapının kuzeye bakan kısmında ise II. Mahmut’un tuğrası yer alıyor. Kapı günümüzde Turizm Ofisi’ne ev sahipliği yapıyor.
Büyük Han
Lefkoşa’da görmeniz gereken en önemli Osmanlı eserlerinden biri olarak gösterilen Büyük Han, Surlariçi bölgesinde kalıyor. 1572 yılında tamamı taş ile inşa edilen hanın içinde 68 oda, 1 mescit ve 10 dükkan yer alıyor. Tarihi dokusu kadar eğlenceli atmosferiyle de dikkat çeken hanın etrafında hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Bunun yanı sıra salı ve perşembe akşamları da hanın çevresinde canlı müzik yapılıyor. Hanı ziyarete geldiğinizde mutlaka Sedirhan Kafe’de bir çay molası vererek buranın meşhur böreklerinin tadına bakmayı ihmal etmeyin. Ayrıca yine han içerisinde bulunan Turist Bilgi merkezinden Lefkoşa şehir gezinizle ilgili ipucu almanız da mümkün. Büyük Han hafta sonları hizmet vermiyor, hafta içiyse 08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Adres: 85, Asmaaltı Sokak, Selimiye Mahallesi, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali)
Büyük Han’ın hemen paralelinde yer alan Selimiye Camii, Kıbrıs genelindeki en görkemli yapılardan biri olarak kabul ediliyor, aynı zamanda bölgenin nadir gotik eserlerinden biri olma özelliğine de sahip. İlk olarak Lüzinyan döneminde Fransız mimar ve ustalar tarafından inşa edilen yapı; anıtsal kapısı ve taş oyma pencereleriyle Orta Çağ Fransız mimarisinden çarpıcı detaylar sunuyor. 1570 yılında iki minare eklenerek camiye dönüştürülen eser, günümüzde de bu işlevini koruyor. Bu nedenle camiye giriş yaparken uzun etek ya da pantolon giymeniz ve başınız örtmeniz bekleniyor. Caminin ziyaret saatleri ise pazartesi-cuma günleri 08.00-18.00.
Adres: 68, Selimiye Meydanı, Kuyumcular Sokak, Selimiye Mahallesi, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Bedesten (St. Nicolas Kilisesi)
14. yüzyılda Gotik tarzda inşa edilen Bedesten, Lüzinyanlar döneminde yine Gotik eklemelerle genişletilmiş, Venedik döneminde geçirdiği değişiklerin ardından Yunan Ortodoks metropolisine verilmiş. Farklı kültürlerin mimari izlerini taşıyan bu önemli yapı, Osmanlı hakimiyeti döneminde ise bazı değişiklikler yapılarak kapalı çarşı ve hububat deposu olarak kullanılmış, ismi Bedesten olarak değiştirilmiş. Pazartesi-cuma günleri 08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık olan bu görkemli yapıyı gezi listenize mutlaka eklemelisiniz.
Adres: 66, Kuyumcular Sokak, Selimiye Mahallesi, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Bandabulya
Lafkoşa’nın kalbinde yer alan Bandabulya, diğer ismiyle Belediye Çarşısı, Lefkoşa'da kurulan ilk sebze çarşısı olarak da biliniyor. İnşa edildiği ilk dönemlerde tamamen açık olan çarşı, 1932'de Arasta'nın ucuna bugün olduğu şekli ile kurulmuş. Tarihi bir fonda Kıbrıs’ın meşhur sebze ve meyvelerini tatmak ya da minik bir alışverişe çıkmak isterseniz, Bandabulya’yı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Adres: 2. Uray Sokak, Selimiye Mahallesi, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Arabahmet Mahallesi
Lefkoşa'nın güneybatısında, Sarayönü Meydanı ile Baf Kapısı arasında yer alan bu tarihi mahalle, fotoğraf makinenizi sık sık kullanacağınız lokasyonlardan biri. İsmini 1580’lerde Kıbrıs Valisi olan Arap Ahmet Paşa’dan alan mahallede, bölgeye has eski tip evler bulunuyor. Özellikle Osmanlı döneminde Lefkoşa’nın en gözde Türk semtlerinden biri olarak bilinen bu mahalle, 1980’lerden sonraki planlama çalışmalarında ”özel proje alanı” olarak ilan edildi ve bu kapsamda gerçekleştirilen kimi festival ve etkinliklerle semtin eski canlılığına kavuşması amaçlandı. Şehrin kalabalığından uzaklaşmak ve Lefkoşa’nın eski sokaklarını keşfetmek istiyorsanız, bu mahalleyi mutlaka keşfetmelisiniz.
Adres: Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Aya Napa
Otellerle çevrili müzik ve eğlencenin hiç durulmadığı bir kasaba hayal edin. Aya Napa, işte tam da böyle bir yer. Güney Kıbrıs'ın 2 bin 500 nüfuslu beldesi Aya Napa, çoğunlukla çılgın eğlence hayatı ve partileriyle biliniyor. Siz de gece hayatında sınır tanımayanlardansanız bu minik ancak eğlence dolu kasabaya mutlaka uğramalısınız.
Girne Kalesi
7.yüzyılda Arap-İslam akınlarına karşı kentin korunması amacıyla Bizanslılar tarafından yapılan ve şehrin hemen girişinde bulunan Girne Kalesi, günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Müzenin içinde St.George Kilisesi, Kırnı mezarları, Venedik Kulesi, Luzinyan Kulesi ve Batık Gemi Müzesi bulunuyor. Hem tarihi dokusu hem de mimarisiyle kendini size hayran bırakacak bu kaleyi gezdikten sonra Kıbrıs’a olan hayranlığınız artacak. Kaleyi bütünüyle gezmek ortalama 1 saatinizi alabilir. Müzeyi gezmek isterseniz giriş ücreti 2-10 TL arasında değişkenlik gösteriyor. Müzenin çalışma saatleri ise yaz aylarında 09:00-14:00/17:00/19:00, kış aylarında ise 09:00-13:00/14:00-16:45 olarak belirlenmiş.
Adres: Girne Kalesi, Küpdemir Sokak, Girne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Telefon: (0392) 227 29 16
Bellapais Manastırı
1158 ve 1205 yılları arasında inşa edilmiş. Kuzey sahillerinin tümüne hükmedebilen görüşü ve güzel dağ manzarası ile gönülleri fetheden Bellapais Manastırı, Kıbrıs’ta gotik mimari tarzının görülmesi gereken en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Günümüzde konser salonu olarak da kullanılan yapının savaş yıllarında aldığı darbeler bugün hala gözlemlenebiliyor. Manastırı gezmeniz ortalama 20-30 dakika sürecektir. Bellapais Manastırı’na ulaşmak için Doğanköy’den Beylerbeyi tabelalarını takip edebilirsiniz.
Adres: Beylerbeyi Köyü, Girne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
St Nicholas Katedrali (Lala Mustafa Paşa Camii)
Tüm Akdeniz coğrafyasının en görkemli yapılarından biri olarak kabul edilen St Nicholas Katedrali, Lüzinyanlar tarafından,1298-1312 yılları arasında inşa edildi ve 1571 yılında cami haline getirildi. Fransa'daki Reims Katedrali’nden etkilenilerek inşa edilen batı cephesi, katedralin en iyi korunmuş bölümü. Katedralin giriş bölümünde yer alan tarihi cümbez ağacı veya tropikal incir (Ficus Sycomorus) ise yaklaşık 700 yıllık geçmişi ile Kıbrıs adasındaki en yaşlı canlı varlık olarak biliniyor. Yılda yedi kez meyve veren ve 1298 yılında dikildiği rivayet edilen ağaç, 2.70 metreden sonra 7 dala ayrılıyor. Kökleri Doğu Afrika'ya ulaşan bu ağaç; güzel meyvesi, sıcak yerler için yarı kapalı gölge bir mekan oluşturma özelliği ve mobilya yapımı için değerli keresteye sahip olması nedeniyle eski Mısırlılar döneminden beri yörede büyük önem taşıyor. Şehri çepeçevre saran, uzunluğu 3 kilometreyi bulan, yüksekliği 18 metre ile 9 metre arasında değişen bu görkemli yapıyı görmeden gezinizi tamamlamayın deriz.
Adres: Mağusa Limanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Salamis Antik Kenti
Magosa'nın 6 km kuzeyinde, Kanlıdere (Pedios) Nehri’nin kıyısında yer alan ve ilk olarak Bronz Çağı’nda kurulan Salamis Antik Kenti, 1952-1974 yılları arasındaki kazılarla kısmen açığa çıkarılmış. Erken buluntuların M.Ö. 11. yüzyıla ait olduğu şehrin ilgili dönemde Fenikeliler himayesi altında olduğu düşünülüyor. Şehir içinde surlar, büyük tiyatro, su deposu, kral mezarları, toplu mezarlar, Nikokreon ve Zeus Tapınağı, Bizans su sarnıcı, Gimnazium (spor alanı) ve iki farklı bazilika bulunmakta. Kapsamlı bir geziyle döneme ait önemli buluntuları keşfedebileceğiniz bu antik kenti mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Adres: Mağusa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Namık Kemal Zindanı ve Müzesi
Namık Kemal Meydanı'nın batısındaki Venedik Sarayı'nın avlusunda yer alan Namık Kemal Zindanı ve Müzesi, Namık Kemal’in 38 aylık sürgününe şahit olan oldukça önemli bir yapı. 1 Nisan 1873'te sahnelenen Vatan Yahut Silistre oyunun ardından, oyunu izleyen bazı izleyicilerin başlattığı olaylar sonucu bu zindana yerleştirilen Namık Kemal, sürgün esnasında defalarca sıtmaya ve başka hastalıklara yakalandı. Sarayın avlusuna açılan bir kapı ve demir parmaklıklı bir penceresi bulunan iki katlı yapının üst katına dik, taşlı bir merdivenle çıkılıyor. Burada bulunan odada Namık Kemal'in bazı eşyaları ve Namık Kemal'le ilgili bazı belgeler yer alıyor. Yaz aylarında 08.00-17.30 saatleri arasında hizmet veren müze, kış aylarında 08.00-15.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Her iki dönem için 13.00-14.00 saatleri öğle tatili olarak kabul ediliyor ve müze bu saatlerde hizmet vermiyor.